Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şubesi’nin kayyımları protesto ettiği basın açıklamasına Alınteri, KESK, DEM Parti Halklar İnançlar Komisyonu, Ankara İl yöneticileri, Mamak ilçe örgütü, Tuzluçayır Cemevi, HDK, Mamak Halkevi katılım sağladı.
Basın açıklaması DAD Ankara Şubesi Ana Fatma Cemevi önünde gerçekleştirildi. Basın açıklamasını DAD Ankara Şubesi Başkanı Mustafa Karabudak yaptı.
‘Kürt seçer ama yönetemez’ anlayışıyla hareket ediliyor
Karabudak yaptığı açıklamada Kürt halkının demokratik siyaset alanında gösterdiği ikrarlaşma sonucu tekrar kazandığı belediyelere bir kez daha kayyım atandığını, halk iradesinin hiçe sayıldığını, belirterek başladı konuşmasına.
Hakkari, Mardin, Batman ve Halfeti’ye kayyumlar atandığını ve yine kent uzlaşısı temelinde kazanılan Esenyurt’un da benzer şekilde bu politikaların hedefi olduğuna işaret eden Karabudak, bu politikanın sürdürüleceğinin iktidar yandaşlarınca bilinçli olarak dile getirilip korku ve tedirginlik iklimi yaratılmaya çalışıldığını, herkesin kendisini antidemokratik uygulamalar ile halk iradesinin hiçe sayıldığı bu düzlemde ‘sıranın hangi belediyede’ olduğunu düşünür halde bulduğunu vurguladı.
“Kürt seçer ama yönetemez, Kürt oy kullanır ama AKP-MHP bloku iradesine tahakküm koyar anlayışıyla hareket ediliyor” diyen Karabudak, sözlerini “Öyle bir atmosfere girdik ki, yaşadığımız, Kürdün bin bir zorluğu aşarak da olsa oy kullanabildiği ama sürekli olarak seçtiği belediyelerin gasp edildiği bir demokrasi yanılsamasıdır. Kısacası ülke, seçme ve seçilme hakkının ortadan kaldırıldığı bir mecraya doğru gitmekte. Son olarak bilindiği üzere Dersim Merkez ve Ovacık ilçe belediyesi kayyumların hedefi haline geldi” şeklinde sürdürdü.
Dersim’in tarihsel değerini anlatan Karabudak, “Hem halkımız açısından, hem de İttihatçı akıldan bugüne kadar tekçi ve inkârcı politikaların sürdürücüsü olan egemenler tarafından Dersim stratejik bir yerdir” vurgusuyla kayyımın nasıl bir anlam taşıdığının altını çizdi.
Karabudak konuşmasının devamını şöyle getirdi:
“‘38’den bu yana hedef haline getirilmesinin en önemli sebebi de budur. Dönemin raporlarında bu gerçek açıkça, ‘Dersim evvela koloni gibi nazarı itibara alınmalı, Türk camiası içinde Kürtlük eritilmeli, ondan sonra da tedricen öz Türk hukukuna mahzar kılınmalıdır’ sözleriyle ifade edilir. Bu sözler Dersim’e yönelik tarihsel ve güncel olarak geliştirilen her hamlenin özeti gibidir. Bugünkü kayyum dayatmasının nihai hedefi de aynıdır. Dersim, Kürtsüzleştirilmek ve Alevisizleştirilmek istenmektedir.
Bu yaklaşımlara rızamız yoktur, olmayacak da. Bizlerin nazarında halkları, inançları inkar, Hakk’ı inkardır! Geçmişte bir dönem daha kayyum işgalini yaşayan Dersim halkı bu asimilasyon gerçeğini çok iyi biliyor. Kayyumlar genel olarak Kürt halkının yaşadığı kentlerin hemen hemen bütün belediyelerinde olduğu gibi, özelinde Dersim’de de ciddi toplumsal, ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasi enkazlar bırakmıştır arkasında. Adeta temas ettiği her şehrin maddi-manevi bütün değerlerini sömüren bir zor aygıtı gibi işlediğini vurgulamak gerekir.
Tüm bu gerçekler ışığında; Dersim Belediye Eş Başkanları kendi toplumlarından aldıkları rıza ile seçilmiş ve halka hizmet etmek adına ikrar vermişlerdir. İktidarın verdiği siyasi kararlarla, işi oluruna uydurma bağlamında çıkartılan cezalar asla hukuki değildir ve kabul edilemez diyoruz. Belediye Eş Başkanları halkın oyları ile seçilmiş meşru siyasetçilerdir. Meşru olmayan kayyumlardır. Kayyumlar geri çekilmeli, halk iradesine saygı duyulmalıdır”
‘Barış-müzakere diyorsanız bu politikalardan bir an önce vazgeçin’
Basın açıklamasında söz alan DEM Parti Ankara İlçe Eş Başkanı Fatin Kanat da iktidarı baskı, şiddet politikalarından vazgeçmeye davet ederek şunları söyledi:
“İcraatından kötülük akan bir iktidar pratiği ile karşı karşıyayız. Son iki gündür yine gördük ki gözaltılar, baskılar… Bunlar kayyım siyasetinin uzantısı pratikler, tüm gücümüzle hayır diyoruz. Dersim halkı, Ovacık halkı size yol vermiyor, vermeyecek. Kayyım atadığınız yerlerin halkı, Kürt halkı size oy vermiyor, vermeyecek. Suç duydurduğunuz, talimat ile iş gören yargı eliyle, hukuksuzca suçlar icat ettiğiniz belediye eş başkanlarımız kendi onurlarıyla, kendi varlıklarıyla dimdik ayaktalar. Onlarla birlikte bizim mücadelemiz de omuz omuza devam edecek. Bir yandan da barış ihtimalinin, bu ülkeden akan kanın durması ihtimalinin konuşulduğu süreçte bu siyasetin devam ettirilmesini çok amaçsız buluyoruz. İktidarı bir kez daha uyarıyoruz. Müzakere, barış diyorsanız kayyım siyasetinden, gözaltı, baskı gibi yöntemlerden bir an önce vazgeçin”
‘Bu kayyım politikalarının doğrudan muhatabıyız’
Basın açıklamasında KESK MYK üyesi Erdal Karakuş da söz alarak şunları ifade etti:
Konfederasyonumuz bu kayyım politikalarının doğrudan muhatabıdır. Belediyelerimizin, yerel yönetimlerimizin çoğunda görev yapmaktayız. İrade gaspı, ülkenin zaten yerlerde olan demokrasi karnesinin sıfırlanmasıdır. Ülkemizin medeni dünyadan tamamen izole eden, yalnızlaştıran kayyım uygulaması neresinden bakarsanız bakın utançtır. Bu rejimden canı yanan herkesi bir araya getireceğimiz bir miting tertip ediyoruz”.
Karakuş konuşmasını, 30 Kasım’da Ankara Tandoğan’da yapılacak mitinge çağırıyla sonlandırdı.