Serap Avcı Davası: Ölmemek İçin Öldürmek!



“Eğer kadınlar şikayetçi olduklarında sonuç alıyor olsaydı, cebinde 30 tane uzaklaştırma kararıyla öldürülen kadınlar olmasaydı şikayetçi olabilirdi. Serap kadar cezaevinde kalmayan şiddet failleri var”


Dört duvar arasına sıkıştırıldıkları evlerinde eril şiddet, üretimde kapitalist sömürü şiddeti kadınların hayatını karartmaya devam ediyor. Çünkü toplumun kadın yarısına erkek egemenliğine itaat dayatılıyor.

Yanı başlarında böylesi bir sistematik şiddet, bu kadar büyük, sürekli ve can alıcı bir tehdit varken öz savunmaya başvurarak öldürüyorlar. Yoğun ve sürekli olarak erkek şiddetine maruz kalan kadınların gösterdiği bu direniş ve öz savunma biçimi sansasyonel olmadıkça yine de gündem olmuyor. Öz savunma uygulayan kadınlar ağır cezalarla yargılanıyor. Bunlardan biri de Serap Avcı…

Kendisine sistematik olarak şiddet uygulayan evli olduğu erkek Yasin Avcı’ya karşı 18 Nisan’da özsavunma kullanan Serap Avcı’nın “Eşi kasten öldürme” iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması Küçükçekmece Adliyesi 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkemede Serap Avcı’yı savunmak için birçok avukat hazır bulunurken çok sayıda kadın da duruşmayı izleyerek dayanışmada bulundu.

MA’nın haberine göre ilk duruşmada savunma yaptı. Serap Avcı sözlerine duruşma salonunda bulunan karşı taraf yakınlarına “Şahit olanlar, duyan bilen susanların konuşmasını istiyorum. Benim hep susmam gerektiği söylendi. 7 buçuk yıl boyunca sustum” diyerek başladı. 2016 yılında Yasin Avcı’nın kendisini kaçırarak evlendiğini belirten Serap Avcı, “Evlendiğimiz ilk haftada şiddet gördüm. O gün nereye düştüğümün farkına vardım. Şiddet o gün başladı ve bu uzun süre içerisinde devam etti belki bazı şeyler düzelir diye düşündük. Ama hiçbir zaman düzelmedi. Buradaki tanıkların yanında psikolojik şiddet gördüm. Kayınvalidem burada duyuyor” diye konuştu.

‘Tanık ifadesini değiştirdi’ 

Böyle olmasını hiç istemediğini söyleyen ve özellikle son 5 yıl içerisinde çocuğuyla tehdit edildiği için evli kaldığını vurgulayan Serap Avcı, “Kardeşlerime, babama kadar arayıp ağza alınmayacak hakaretler etti. Ailemi arayıp söylemedim yaşadıklarımı. Çisil (arkadaşı) her şeyi biliyordu ikinci sefer ifadesini değiştirdi. Benim yaşadığım her şeyi bildiği halde ifadesini tehdit altında değiştirdiğini düşünüyorum. Benim evim yoktu, kayınvalidemin evinde kaldık, kayınımın evinde birkaç ay kaldık. Sürekli ben şiddet görüyordum. Benim yediğim dayakların, şiddetin hiçbir sebebi yoktu, hiçbir şey sebep olmaz. Şiddet görüp evden çıktım, şikayet edeceğimi söyledim, kardeşi Yasemin (Yasin Avcı’nın kardeşi) ‘Serap geri dön, daha kötü olacak’ dedi. Ben ağzımı açmadığım için 8 yıl sürdü, korkudan hastaneye bile gidemedim” ifadelerini kullandı.

7,5 yıl boyunca sistematik şiddet

Serap Avcı, ağır bir hastalık geçirip hastaneye gittiğinde vücudundaki morluklar görülürse hastane polisi müdahil olacağı için Yasin Avcı’nın röntgen çekilmesini engellediğini ifade etti. Evlilikten sonra Yasin Avcı’nın tekrar tutuklandığını söyleyen Serap Avcı, “Yasin cezaevinden izinli çıktı, Galata’da bir yer ayırttı bize, 4 kişi birlikte gittik. Biz orada bir saat bile oturmadık, birdenbire saçımı ve kolumu tuttu. Masadan kalktıktan sonra Galata Köprüsü’nde dakikalarca dayak yedim. Arabaya binene kadar dayak yedim, saçımdan sürüklendim. Abisine anlatmak istedim, Yasin tehdit etti, abisi şiddete uğradığımı biliyordu” diye konuştu.

‘Korktuğum için şikayet edemedim’

Şiddetin birçok türüne maruz bırakıldığını vurgulayan Serap Avcı, psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldığını, özgürlüğünden alıkoyulduğunu belirtti. Evliliğin özellikle son iki-üç yılında boşanmak istediğini dile getiren Avcı, “Beni 6 aylık bebeğimle, ailemle tehdit etti hep. Boşanmak istedim, avukat araştırdım. ‘Bana kimse engel olamaz’ diyordu, sürekli çocuğumu alıp kaçırmakla tehdit etti. Çocuğuma küfürler ediyordu. İki kere polise gitmeye çalıştım ikisinde de engellendim. Sonra korktuğum için karakola gidemedim” şeklinde konuştu.

‘Şikayet etsem ne olacaktı’

Şikayet ederse bir sonuç alamayacağını düşündüğünü ifade eden Serap Avcı, “En son ölecektim. Ben şikayet etseydim ne olacaktı, deneyenleri biliyorum. En yakın arkadaşım dayak yedi, polisi aradı, polis adamı götürdü bir saat sonra adam eve geri geldi. Sürekli bana baskı uyguladı. Aileme bu konudan çok bahsetmedim, sürekli ölümle tehdit edildim. Ben geceleri uyuyamıyordum bile. Önce boşanmak istediğimi söylediğim için kardeşimi alıkoydu, telefonla beni arayıp, kardeşimi 3 yaşındaki çocuğuna dahi küfürler ederek tehdit etti. Bana beni öldüreceğini, yüzüme kezzap atacağını üstüme asit dökeceğini söyledi” dedi.

‘Sadece kendimi korumak için’

Çocuğunun, kendisine uygulanan şiddete şahit olduğu için konuşma geriliği yaşadığını dile getiren Serap Avcı, bu nedenle tedavi gördüğünü belirtti. Olay gecesi Yasin Avcı’nın gece eve gelir gelmez kendisine şiddet uyguladığını anlattı. Serap Avcı, şiddete karşı kendisini nasıl koruduğu ise şu sözlerle anlattı: “O ara elimi tezgaha attım, elime bıçak geldi. Ben sadece kendimi kurtarmak için bacaklarına doğru salladım. Darbe almasına rağmen beni darp etmeye, sürüklemeye devam etti. Kapı çaldı, kapıyı açmaya gidince yere düştü. Kapıyı açtım, güvenliği ve komşumu gördüm, hemen ‘ambulansı polisi arayın’ dedim. Havlu aldım ve tampon yaptım. Bir süre konuşamadım, suratım uyuşmuştu.”

İfadelerdeki çelişkiler

Duruşmada müşteki olarak yer alanların ve aleyhe tanıklık eden binanın güvenlik görevlisi Serkan Çil’in çelişkili söylemleri dikkat çekti. Güvenlik görevlisi ifadesinde, olay gecesi eve gittiğinde kapının birkaç saniye sonra açıldığını ve Yasin Avcı’yı yerde gördüğünü, Serap Avcı’nın herhangi bir şey söylemediğini belirtti. Ancak Serap Avcı’nın avukatları ilk ifadesinde “Serap Avcı’nın yaraya tampon yaptığını ve yardım istediğini” söylediğini hatırlatarak ifadeleri arasında çelişki olduğuna vurgu yaptı.

Şikayet için gittiği karakolda ifadesi alınmamış

Tanıkların dinlenmesinin ardından Serap Avcı’nın avukatı Gülyeter Aktepe söz aldı. Gülyeter Aktepe, 7,5 yıl boyunca erkek şiddeti yaşayan ve şiddet sebebiyle kendini ifade etmekte güçlük çeken bir kadını dinlediklerine dikkati çekti. Gülyeter Aktepe şunları söyledi:

“Bir kadının erkek şiddeti sonrası şikayet etmesinin Türkiye’de ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Serap, hayatını savunmasaydı o gün ölecekti. İddianame hazırlanırken gözetilmeyen hususlardan birisi adli sicil kaydıydı, Yasin Avcı’nın birden fazla kere suç kaydı vardı. Şiddet failleri, kadın katilleri Serap Avcı kadar detaylı sorgulanmıyor. Serap Avcı’nın 12’nci kattan atılmaya çalışıldığına dair kanıtlar dosyada var, balkon demirine dayandığı için karnında iz çıkıyor. Bu dosyada eşini kasten öldürmek isteyen bir kişi var, o da Yasin Avcı. Serap, 7 buçuk yıl boyunca şiddete maruz kaldığını ve sık sık boşanmak istediğini söyledi. Şikayetçi olduğunuzda şiddet uygulayan erkekle aynı eve dönmek zorunda kalıyorsunuz. Serap Avcı, Esenler Karakolu’na gitmiş, Serap Avcı’nın ifadesi dahi alınmadan Yasin Avcı’yla muhatap olan ve ‘olur öyle şeyler’ diye şiddetle dalga geçen bir kolluktan bahsediyoruz. Eğer kadınlar şikayetçi olduklarında sonuç alıyor olsaydı, cebinde 30 tane uzaklaştırma kararıyla öldürülen kadınlar olmasaydı şikayetçi olabilirdi. Serap kadar cezaevinde kalmayan şiddet failleri var.”

Tutukluluk devam kararı

Savunma ve karşı tarafın avukatlarının beyanlarının ardından iddia makamı soruşturma esnasında eksik bırakılan hususların tamamlanmasına, soruşturmanın genişletilmesine dair taleplerin kabul edilmesini istedi. İddia makamı gelinen aşamada delillerin toplanmadığını belirterek tutukluluk halinin devamını talep etti.  Ara kararını açıklayan mahkeme, Serap Avcı’nın tutukluluğun devamına ve bir sonraki duruşmanın 25 Şubat 2025’te görülmesine karar verdi.

Ayrıca Kontrol Et

Özgür Ülke’yi de Susturamadılar Özgür Basını da!

Özgür Ülke Gazetesi’nin bombalanmasının 30. yılında İstanbul Kadırga’da bir basın açıklaması yapıldı. Dönemin başbakanı Tansu Çiller’in “bertaraf edin” direktifiyle TNT kalıpları kullanılarak bombalanan Özgür Gündem saldırısı sırasında dağıtımcı Ersin Yıldız hayatını kaybetmiş, yirmi bir çalışan da yaralanmıştı.