Sendika Bürokrasisi Çayırhan Direnişine ‘Mola’ Verdirtti!’



TES-İş ve Maden-İş ağaları, Özelleştirme İdaresi’nin “ihaleyi 4 Mart’a erteledik’ açıklamasına, çeşitli yumuşatma mesajlarına direnme kararlılıklarını haykırarak yanıt verdikleri halde işçilere, “devam mı, mola mı?” oylaması yaptırdı ve Ankara yürüyüşünü de direnişi de “molaya” terketti!


Çayırhan Termik Santrali maden ve enerji işçilerinin özelleştirmeye karşı başlattığı direniş, 10’uncu gününde “mola veriyoruz” denilerek sonlandırıldı. Madencilerin madene kapanması, enerji işçilerinin işletme önünde beklemesi, ailelerin de işçilerle birlikte direnişin parçası haline gelmesi şeklinde süren direniş, 9’uncu gün olan dün Ankara’ya, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yürüyüş biçiminde devam etti. Dünkü yürüyüşte 22 kilometrelik yol kat edilerek daha önce açıklanan “Beypazarı-Ayaş-Ankara” rotasına da uygun olarak Beypazarı’nda mola verildi. İşçiler geceyi Beypazarı Pazar yerinde geçirdi.

Nasıl bir tutum alacakları başından beri belirsiz olan iki sendika, işçiler yürümekte ve direnişte kararlı olduklarını yürüyüş yolundayken Özelleştirme İdaresi tarafından duyurulan “ihaleyi 4 Mart’a erteledik” açıklamasına; “Ertelemeyle kandırmasınlar, satışı iptal etsinler” diyerek verdikleri tepkiyle tutumlarını ortaya koydukları halde sabah saatlerinde “direnişe devam mı-mola mı?” oylamasına gittiler. Oylamada “mola” kararı çıktı.

Oylama sonrasında Maden İş Başkanı Nurettin Akçul ve TES-İŞ Başkanı İrfan Kabaloğlu açıklama yaparak oluşturdukları bu kırılma anını meşrulaştırmaya giriştiler.

Sazı aralarındaki işbölümü gereği asıl olarak TES-İŞ Başkanı İrfan Kabaloğlu aldı ve direnişe mola verilmesinin gerekçelerini sıraladı. Ardından da “Mücadelemiz devam ediyor. Çadırlarımız da burada duruyor. Burada nöbete devam edeceğiz” diyerek herkesin yüreğine su serpti!

Bu tür molaların sonunun nereye çıktığınıysa daha önceki özelleştirme karşıtı direnişlerden biliyoruz!

Kabaoğlu’nun sıraladığı gerekçelerden biri Özelleştirme İdaresi’nin dün yaptığı “ihaleyi 4 Mart’a aldık” açıklaması diğeri de AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski yardımcısı ve yöreden milletvekili Fuat Oktay’ın Twitter (X) hesabından yaptığı açıklama, Oktay’la yapılan görüşmeler ve alınan duyumlarda iktidar tarafının “işçi haklarına ilişkin maddeler koyacağız” beyanları oldu. Sendika bürokratları bu gerekçeleri sıraladıktan sonra “müzakereye de ihtiyacımız var” diyerek direnişe verilecek “mola”ya gerekçeler ürettiler.

Sendika bürokratlarının işçilerin direnme kararlılığına rağmen “devam mı mola mı?” oylamasına gitmeleri, müzakere merkezli düşünmeleri, bu özelleştirme sürecinin de o müzakere masalarında çürütüleceği anlamı dışında bir anlam taşımıyor.

Tüm bir havzanın hayatını doğrudan etkileyecek, bir anda yüzlerce işçiyi evsiz bırakacak, işçilerin iş güvencesini ortadan kaldırarak işçi sağlığı-iş güvenliği koşullarını Soma’dan da bildiğimiz gibi hiçe sayacak bu sürecin en kritik anında direnişe onların deyimiyle mola verilmesi, “müzakere masasına” nasıl bir güçsüzlükle gidileceğinin de ilk kırılma noktasını oluşturacaktır.

İşçilerin 9 günlük direnişi özelleştirme yağmasının o kadar kolay olmayacağını gösterip Özelleştirme İdaresi’ne “ihaleyi 4 Mart’a erteledik” dedirtti. Bu mücadelenin müzakere süreci de mücadeledeki netlikle işçiler lehine dönebilir. Direnişin Nallıhan’a oradan da Ankara’nın göbeğine yayılmasıyla…

Devletin ilk oyalama, direniş ve öfkeyi soğutma hamlesi karşısında “Hiçbir adım atılmamış gibi davranmak da her şeye rest çekmek anlamına gelir. Müzakere kültürü kesilmeden biz onu kesersek o zaman birçok kapıyı da kapatmış oluruz. Müzakeremiz açık, zamanımız da var, çadırlarımız da duruyor. Nöbetimize devam edeceğiz. Zamanı yürüyüşle değil, müzakere ve çadırlarımızda nöbet tutarak devam edeceğiz” denilerek mücadelenin kırılması o müzakere masasının bacağını sakatlamak dışında bir anlam taşımıyor.

Maden-İş Başkanı Nurettin Akçul: Kırma hamlesi olarak düşünüyormuş, ama…

İki sendika başkanı bürokratın işçilere oylama yaptırıp “mola” kararı çıkarttıktan sonraki açıklamaları şöyle:

Maden-İş Genel Başkanı Nurettin Akçul, oylamanın ardından yaptığı açıklamada, “Şahsen ihalenin 4 Mart’a ertelenmesinin zaman kazanma, eylemleri kırma hamlesi olduğunu düşünüyorum. Oylama yapıldı, şubat ayına kadar müzakere yolunun denenmesi, eğer müzakerelerden bir sonuç alınamazsa eylemlilik kararımızı başladığımız yerden devam ettirme kararı çıktı” ifadelerini kullandı.

Tes-İş Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu da oylamanın ardından yaptığı açıklamada, “Eylemlere başlamadan önce Özelleştirme İdaresiyle, Çalışma Bakanıyla görüşmeler yaptık, sıkıntılarımızı anlattık. Eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve bu yörenin milletvekili Fuat Oktay’la görüşmelerde de sıkıntılarımızı anlattık. Barınmayla, lojmanlarla ilgili hiçbir ibare yoktu. 4 ay içinde boşaltın maddesi vardı. Çalışan arkadaşlarımızın geleceğiyle ilgili de hiçbir ibare yoktu. Bunları konuştuk. Düzenlemeler olmazsa eylem yapacağımızı söylemiştik” ifadelerini kullandı.

Eyleme geçildiğini ve yürüyüş için Beypazarı, Ayaş, Ankara rotasının belirlendiğini aktaran Kabaloğlu, Beypazarı’na 4 km kala çeşitli düzenlemeler yapıldığı yönünde haber geldiğini söyledi. Fuat Oktay’ın X üzerinden yaptığı müzakerelere açık olunduğu paylaşımını “Bir adım atılmadı desek yanlış olur” yorumuyla anlatan Kabaloğlu, “4 Mart’a ertelendi demek bu iş bitti demek değildir” dedi.

‘Özelleştirme kararı iptal edilmeli’

Oylama sonrası Maden-İş ve Tes-İş tarafından yapılan yazılı açıklamada ise şu ifadeler kullanıldı:

“Özelleştirme İdaresi bir duyuru yaparak, ihale başvuru tarihini üç ay ertelediğini açıkladı. Bizler için olumlu gibi görünen bir duyuru olsa da, nihai amacımıza ulaşmış değiliz. Bizler varlık satışının ve özelleştirme kararının tamamen iptal edilmesini talep ediyoruz. İhale tarihini erteleyerek, 3-4 ay sonra nasıl olsa unutulur hesabı yapanlar, bu konuda yanıldıklarını ilerleyen günlerde anlayacaklardır.  Burada tek çözüm bu satıştan vazgeçilmesidir! Geldiğimiz son durumda, yöredeki kanaat önderleri, siyasiler, esnaf, muhtarlar ve ailelerle görüşmelerimiz sonucu, işçilerimizin de oylama yaparak aldığı karar doğrultusunda, şubat ayı ortalarına kadar müzakere sürecini tekrar başlatıyoruz. Üretime zarar vermemek için işçilerimizle madenimizde ve termik santralimizde üretime devam edeceğiz. Belirlediğimiz tarihe kadar müzakere yolumuz tıkanır ve istediğimiz sonucu alamazsak; Nallıhan-Çayırhan-Beypazarı halkı, sivil toplum kuruluşları, milletvekilleri, Türkiye’nin her tarafından bize destek veren vatandaşlar, diğer işletmelerde çalışan maden ve enerji işçileri ile birlikte, eylemlerimize kaldığımız yerden çok daha güçlü bir şekilde, kararlılıkla devam edeceğiz.” 

Ayrıca Kontrol Et

Özgür Ülke’yi de Susturamadılar Özgür Basını da!

Özgür Ülke Gazetesi’nin bombalanmasının 30. yılında İstanbul Kadırga’da bir basın açıklaması yapıldı. Dönemin başbakanı Tansu Çiller’in “bertaraf edin” direktifiyle TNT kalıpları kullanılarak bombalanan Özgür Gündem saldırısı sırasında dağıtımcı Ersin Yıldız hayatını kaybetmiş, yirmi bir çalışan da yaralanmıştı.