Seçtiklerimiz

Ekim, 2024

  • 7 Ekim

    Soykırımdan ‘Yeni Düzen’ Sanrısına: Aksa Tufanı’nın Çıktıları

    İsrail en iyi bildiği şeyi yaptı: Katliam, yıkım, yerinden etme, her bir bireyin tadacağı dehşet, aşağılama, açlığa mahkûmiyet. Peki yıkım ve ölümden gayri sonuç? Yerin altını üstüne getiren ve tünel sistemlerinin önemli bir kısmını havaya uçuran operasyonlara rağmen Hamas ve diğer direniş örgütleri beyaz bayrak çekmedi... Dizginsiz dehşet savaş zamanında İsrail'e üstünlük kazandırabilir ama yol açtığı felaket kendisine çok sert fırtınalar olarak dönebilir

  • 5 Ekim

    Neden Filistinli Engelliler İçin Bir Kampanya Düzenlemiyoruz?

    Sesimiz ulaşır mı, ulaşmaz mı bilemeyiz. Olsun, belki ulaşır. Belki bu yıkıcı savaşın farklı bir boyutuna dikkat çekmiş oluruz. En azından somut bir girişim olur. Bu kıyım durdurulmalı. Sadece gözyaşı dökmek bir şeyi değiştirmiyor

  • 2 Ekim

    Direniş Ekspertizleri

    Dünyanın en asimetrik savaşlarından birinde, dünyanın en yalnız halklarından biri, nesillerdir görülmemiş vahşet yöntemleriyle eziyet çekiyorken kendine insan diyen herkesin asli gündemi bu gaddarlığa karşı mücadele olmalıdır. Mahşerin tepe noktası, direnişe söz söylemek için kötü bir zamanlama

Eylül, 2024

  • 28 Eylül

    Bir Erişilemezlik Kaynağı Olarak Yoksulluk

    Sorun sistemsel… Yoksulluğu, onun neden olduğu yoksunluğu hep beraber yok etmeye çalışmaktan başka çözüm yolu yok

  • 21 Eylül

    Kapat Televizyonu Anne

    Medyanın en sevdiği haber kategorilerinin üst sıralarında engelliler gelir, ama ortada haber yok, konu ve kişiler var. Haberin gerçekliği ne olursa olsun önemli değil. Tüm haberlerde isim ve başlığı değiştirip aynı kalıbı yamalarla sunuyorlar: “Azmiyle herkese örnek oldu. Annesi gözleri, babası burnu oldu...”

  • 16 Eylül

    Salt Gerçekliğin Sarsıcılığı Gerek Bize

    Nesneleştirilmeyi, ötekileştirilmeyi ve engellenmeyi hak etmiyoruz. Gerçeğin üzerindeki örtü düşmeye mahkûm ve biz gerçeğin acımasızlığıyla yüzleşerek yaratacağız eşit, erişilebilir ve engelsiz bir hayatı

  • 14 Eylül

    Kendi Dilinden

    Anadili tartışmalarını aynı zamanda bir erişilebilirlik konusu olarak değerlendiririm. Hayır yanlış yazmadım. Erişilebilirlik meselesiyle kesişimsel bir yönü var ve erişilebilirlik sadece yeti farklılıkları ile alakalı değil. Çünkü ortada kendini ifade edip edememek gibi bir gerçeklik var

  • 12 Eylül

    12 Eylül’le Hesaplaşmak

    Türkiye’de işçi ve emekçi kitleler, insanlığı çürütüp doğayı ve ekolojik dengeyi mahveden kapitalist sisteme alternatif arayışı içindeki gençler ve aydınlar devrimci örgütlere, onların yönetimlerine, program ve politikalarına, sözlerine ve vaatlerine güvenlerini yitirdilerse, onların önerdikleri yoğurdu bile defalarca üflemeden yemeyecek kadar kuşku duyar hale geldilerse bu yabancılaşmayı doğuran ilk büyük tarihsel kırılma 12 Eylül’de yaşandı

  • 10 Eylül

    Melek Değil Katledilmiş Bir Kız Çocuğu: Narin’e Ne Oldu?

    Son isteği, yakında yapılacak bir kınada gelinlik giymekmiş, o nedenle tabutuna duvak sarılmış! Hiçbir çocuğun son isteği “gelin olmak” falan olmaz, zaten bir çocuğun “son isteği” de olmaz. Bir kız çocuğuna sadece gelin olma kaderi biçen ve bunun üzerinden aslında aklınca “namusunu da” tabutla aklayan patriyarkal kutsal aile zırhını, bir çocuğun cansız bedenine bile alet edebilecek hiçbir gerekçe yok...

  • 7 Eylül

    “Bu Kör Çocuğun Burada Ne İşi Var?”

    Dün okul önlerinde gözü yaşlı mücadele etmeye çalışan aileler şimdi daha bilinçli. Artık haklarını daha kararlı bir şekilde arıyorlar. Özneler artık daha örgütlü ve yalnız değil. Kısacası, değişiyor değişmesi gereken