Alınteri Gazetesi 21. Yüzyıla Sosyalizmi Yazacağız!
Berlin’de 12 Nisan Cuma günü yapılması plânlanan Filistin Kongresi, başlatıldıktan iki saat sonra polis tarafından dağıtılmıştı.
Günler öncesinden kongrenin yapılmaması için büyük bir çaba gösteren Berlin polisi, istediğini alamayınca Tempelhof’taki bir düğün salonunda başlayan kongre için fiili yasak yoluna başvurdu. 250 kişiyle başlayan kongrede polis önce canlı bağlantı yapılmasına engel oldu, sonra da elektrikleri kesti.
Yayın Glasgow Üniversitesi’nin Filistin asıllı İngiliz rektörü Gassan Ebu Sitte’nin bağlantı yaptığı sırada kesildi. Katılımcılar sloganlarla polise tepki gösterdi. Salona girmek için dışarıda bekleyenler de attıkları sloganlarla tepki gösterdiler. Kongre başladıktan yaklaşık bir saat sonra polis, Filistin Kongresi’nin sonlandırıldığı anonsunu yaparak katılımcılardan solunu terk etmelerini istedi. Salondakiler buna tepki gösterdi. Dışarıda bekleyenler de “Viva Palestina!”, “İsrail bombalıyor, Almanya finanse ediyor!”‚ “Yaşasın enternasyonal dayanışma!” sloganlarını attı.
Berlin Belediye Başkanı Kai Wegner sosyal medya hesabı üzerinden saldırganlığı sürdürdü. “Berlin’de hangi kuralların geçerli olduğunu açıkça belirttik” diye yazdı. Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser de “İslamcı propagandaya ve Yahudilere karşı nefrete müsamaha göstermiyoruz” diye mesaj paylaştı.
“Yahudi karşıtı” yalanı: Kongrede Yahudi dernekleri de vardı.
Kongreyi organize edenlerin avukatı Nadija Samour burada yaptığı açıklamada, polisin, Ebu Sitta’ya yönelik Almanya’da “faaliyet yasağı” bulunduğu gerekçesiyle etkinliğe müdahale ettiğini söyleyerek, “Programın haftalardır kamuoyuna açık olmasına ve bu sabah polisle bunu konuşmamıza rağmen bize bildirilmedi” dedi.
Polisin daha sonra 87 yaşındaki Ebu Sitta’nın kışkırtıcı sözler sarf ettiğini savunduğunu anlatan Samour, Ebu Sitta’nın 1,5 dakikalık konuşmasında nasıl kışkırtıcı sözler sarf ettiğinin incelediğini anlattı.
Berlin polisi de etkinliğin düzenlediği bölgede geniş güvenlik önlemlerinin alındığı ve yaklaşık 900 polisin görev yaptığı bilgisi paylaştı. Alman Hükümeti, İsrail’in Gazze saldırılarının başlamasının ardından 9 Ekim 2023’te bölgeye giderek 40 gün boyunca görev yapan Glasgow Üniversitesi’nin Filistin asıllı rektörü cerrah Gassan Ebu Sitte’ye Almanya’ya gelmesine izin vermedi.
Yunanistan eski Maliye Bakanı Yanis Varoufakis ve Podemos üyesi İspanya Eşitlik Bakanı Irene Montero da konuşmacılar arasındaydı. Her iki siyasetçi Gazze’de yaşananları “apartheid” ve “soykırım“ olarak nitelediği için eleştirilmişti. Aralarında Varoufakis’in de bulunduğu bazı katılımcıların Hamas tarafından gerçekleştirilen terör saldırısını kınamadıkları da eleştirilerin hedefindeydi.
Bu nedenle Alman basını haftalarca kongrede “Yahudi karşıtlarının” Berlin’de buluşacağı yalan haberini propaganda etti. Oysa “Adil Barış için Yahudi Sesi” derneği üyeleri de, Yahudi olduklarını belli etmek için taktıkları kippalarla kongreye katılmıştı.
Londra’da protesto
Glasgow Üniversitesi’nin Filistin asıllı İngiliz rektörü Gassan Ebu Sitte’nin Almanya’ya girişinin engellenmesi, Londra’da protesto edildi. Filistin İçin Sağlık Çalışanları isimli platformun çağrısıyla Almanya’nın Londra Büyükelçiliği önünde toplanan vatandaşlar, kongrenin engellenmesine tepki gösterdi. Protestocular, “Almanya saklanamazsın, seni soykırımla yargılayacağız!”, “Özgür Filistin!”, “Binlerle, milyonlarla hepimiz Filistinliyiz!” sloganları attı. Almanya’ya girişi ve kongreye katılıp konuşma yapması engellenen Ebu Sitte de dönüşünde protestoya katıldı. Ebu Sitte, Almanya’nın bu hamlesini “Gazze’de yaşananların tanıklarını susturmak” olarak tanımladı.
Ebu Sitte, Filistin’in sesinin kesilme çabalarının geri teptiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Filistin konulu yerel bir konferans, tüm dünyanın gözünü çevirdiği bir etkinlik oldu. Bizi susturamayacaklar. Yapmaya çalıştıkları tek şey Gazze’deki hastanelerde olanların gördükleri şeyleri görmemelerini sağlamak. Almanya ve bu soykırım savaşının işbirlikçileri, öldürülen çocukları görmememizi istiyor. İsrail’e sağladıkları silahlarla vücutları kalıcı şekilde zarar görmüş çocukları görmememizi istiyorlar.”
