TABİB: Güvencesizliğe, OVP’ye ve Sendikal Bürokrasiye Karşı İşçi Birliği’nde Buluşalım



TABİB, “Güvencesizliğe, Orta Vadeli Programa ve Sendikal Bürokrasiye Karşı İşçi Birliği’nde Buluşalım” başlıklı bir çağrıda bulunarak belediyelerdeki siyasal bölünmüşlüğün aşılıp birleşik mücadelenin örülmesinin önemine vurgu yaptı


Taşeron Belediye İşçileri Birliği (TABİB), “Güvencesizliğe, Orta Vadeli Programa ve Sendikal Bürokrasiye Karşı İşçi Birliği’nde Buluşalım” başlıklı bir çağrı yaparak “2024 toplu iş sözleşmelerinden başarıyla çıkmak istiyorsak, orta vadeli program üzerinden sefaleti bize dayatanlara karşı sınıf mevzilerimizi tahkimat etmek istiyorsak, kadrolu ve güvenceli çalışma hakkına kavuşma istiyorsak, siyasetin böldüğü bu iki nehri birleştirmek en temel görevimizdir” dedi.

TABİB çağrısında belediye işçileri içindeki örgütlülük tablosu olduğu kadar direniş dinamiklerine, fiili mücadeleye katılan yeni işçi bölüklerine işaret edilerek siyasal bölünmüşlüğün aşılması ve yeni filizlenen dinamikler sönümlendirilmeden güçlendirilmesi çağrısı yapıldı.

TABİB açıklaması şöyle:

Son dönemlerde belediye şirket işçilerinin yükselttiği mücadele sesini duyulur kılıyor. Daha önce CHP’li belediyelerde patlak veren grev, fiili iş bırakmalar AKP belediyelerine sıçramış bulunuyor.

Neyi Engellediler?

Taşeron sürecinden sonra, 2018’de şirket işçiliği statüsüne geçen işçiler yıllardır hak kayıplarını telafi etmek için sendikaları zorladılar. Özellikle Kadıköy, Maltepe, Çiğli grevleri, Çankaya, Lüleburgaz, Seyhan belediyelerinde sürdürülen militan mücadele yeni bir işçi bilinci ve örgütlülüğünü tetikleme durumu yaratabilecekken, sendikal bürokrasi ve belediye yönetimlerinin zorba tutumu, işçileri ve öncü kadroları pasifize ederek işçi hareketine ve demokrasi mücadelesine büyük zarar verdi.

Genel İş: Teslimiyet Bulvarı

Özellikle Genel İş Sendikası yönetimi, DİSK ve CHP’den de aldığı destekle yeni yeni yeşermekte olan işçi bilinç ve örgütlülüğünü biçti. Bu kadrolar yerine sınıf işbirlikçi, biatçı kadrolar getirildi. İşçilerin mücadelesini baltalayan her unsurlara olabildiğince geniş alan ve imkanlar yaratıldı.

2023 Temmuz itibari ile Ek Protokol mücadelesi Genel İş’in yetkili olduğu belediyelerde göstermelik basın açıklamaları ile işveren sendikası SODEMSEN’in uygun gördüğü seyyanen zam gibi işçileri hak kayıplarına uğratacak çözümler kabul edildi.

Sendika yönetimleri daha militan, kararlı, üretimden gelen gücün kullanılmasını içerecek bir sürecin önüne geçmeyi başardı. İşçileri ustaca taktiklerle oyalamayı başardı.


Genel İş Sendikasının merkez yöneticilerinin, şube başkanlarının, yöneticilerinin bu konuda ne kadar mahir, yelpazesinde yüzlerce manipülasyon, heybelerinde binlerce yalanın olduğunu biliyoruz ve işçilerin de gün geçtikçe bu yalanları, teslimiyeti gördüğüne şahit oluyoruz. Yalan, burada bireysel ahlaki bir basitlik olarak değil, egemen sınıfın bir karakteri olarak ve ondan nemalanan maddi hayatın gerçekliğinden üreyen kimlik olduğunun altını çizmeliyiz. Egemen sınıfın ahlakı bu zevatın gündelik düsturu olmuş vaziyette.

Bütün bu çabaların delalet ettiği yer, işçi sömürüsünün katmerlenmesinden başka bir şey değildir. Siyaset sendika ortaklığının maddi zemini tam olarak burasıdır. İkisi de işçinin emeği üzerinden geçiniyor. Kazan kazan

Hizmet İş: Taban Isırıyor

Hizmet İş Sendikasını yukarıda çizdiğimiz panoromanın dışında tutmayacağız. Fakat kabaca son 1 yıllık zaman dilimini göz önünde bulundurursak, Hizmet İş tabanında militan bir kavganın gün ışığına çıktığını görmekteyiz. 2023 Temmuz- Ağustos ayında Mamak, Keçiören, Esenler belediyelerinde işçiler belediye yönetimini ve sendikayı aşarak fiili eylemler yaptılar. İş bırakıp, hizmet üretmediler. Ortalık buz kesti. Pek çok belediyede işçilerin haksızlıklara karşı çeşitli direnme biçimleri geliştirdiğini gördük. Hizmet İş Sendikasından istifa etmek başlı başına bir eylem biçimi olarak kendini gösterdi. Kayseri ile başlayan istifa dalgası Trabzon ile kasırgaya döndü. Bu belediyelerdeki siyaset ve sendika yüksek yoğunluklu endişeye sürüklendi.

Hizmet İş Sendikasının yetkili olduğu belediyelerde sefalet ücretlerine itiraz dinmedi. İşçiler, Mart ve Nisan 2024 aylarında Altındağ Belediyesinde düşük ücretlere karşı, kendi olanaklarıyla, belediye, sendika, parti, büyükşehir belediyesi ve emniyete güçlerinin ortaklığına karşı olağanüstü bir mücadelenin içine girdiler.

Hizmet İş Sendikası tabanında, hizmeti durduran, sendikayı takmayan, risk alan, fiili mücadele yoluyla bir direniş giderek yayılıyor ve devamı gelecek.

Genel olarak eyleme, mücadeleye, direnişe uzak olan, bu pratiklere ve işçilerin kolektif eylemlerinin bilinci kısa sürede sıçratma olayına yabancı olan Hizmet İş Sendikası, Genel İş Sendikası gibi ince taktiklere sahip değil.

Uzun yıllardır parti ve sendika üzerinden kurulan hegemonya çatırdıyor. Yerel seçim sonuçları ve yoksullaştırma politikaları bu çatlağı derinleştirecek potansiyele sahip. Bu durum işçi mücadelelerine yeni katmanların dahil olmasına, yeni bir enerjinin ortaya çıkmasına vesile olacaktır.

Genel İş Sendikası ve DİSK, belediyelerde süren sınıf kavgasını şimdilik denetim altına almış görünüyor. Bu durum egemen sınıfın bir kanadına hizmet anlamına geliyor. Yüz binlerce işçiyi sınıf kavgasından, demokrasi mücadelesinden koparıyor. Sendikal mücadele dar kalıplara sıkıştırılıyor. İşçiler alttan basınç uyguladıklarında üç beş şampiyon -bunlar genellikle şube yöneticileri ve temsilciler oluyor- işçilere rağmen nöbet tutuyor. İşçileri, üretim gücünü, fiili eylem, grev gibi sınıf pratiklerini kullanarak hak mücadelesini devre dışı bırakarak işverene alan açıyor, işçilerin sefalete itilmesine basamak oluyor.

2024 Mart Seçimleri sonucunda oluşan yerel yönetimlerde CHP daha fazla hakim hale geldi. CHP, Genel İş, Belediye İş ve Hizmet İş sendikaları üzerinden süreç yürütecek. Belediye İş de diğer sendikalardan farklı değil. Sadece Çorlu Belediyesi grevini nasıl sattıklarını anımsamak yeterli.

Sendikalar, işverenin ücret ve sosyal haklar konseptine boyun eğecekler. Gerek Belediye İş, gerek Genel İş yönetimlerinin CHP ve Belediye Başkanları ile kurdukları ilişki işçi haklarını baskılamaya dönük emareler içeriyor, bu alanda binlerce pratik sayabiliriz. Zaten bütün işçiler durumun farkında. Bu bağlamı delip geçmeden krizden sağlıklıca çıkmak mümkün olmayacak.

Yapılması gereken bir yandan yasallığın her türlüsüne boyun eğmiş, sınırları zorlamayan bu yapıları zorlamak bir yandan da işçilerin kendi öz örgütlerini kurmak, kurulan olanı geliştirmektir. Siyaset sahasının işçiye nasip gördüğü alana teslim olmayan çalışmalar ve örgütlenmeler üzerine yoğunlaşmak anlamlı olacaktır.

İkimiz de Aynı Boydayız, Biz İşçiyiz

Sınıf bilinci mücadele içinde gelişir. Dost düşman kavga içinde öğrenilir. Daha ileri ve genel çıkarımlar kolektif mücadele içinde keşfedilir. İşçi mücadelesini, işveren ve sendika yöneticileri arasındaki düelloya indirgeyen bakış açısı işçi sınıfının kölece yaşamasına razı olan bir aklın fantezilerinden başka bir şey değildir. Daha ileri kazanımlar kolektif, aşağıdan, her bir işçinin katıldığı, karar verdiği süreçlerden çıkar. Burada durmaz ülkenin demokratikleşmesi kavgasına karışır. Sendikal Bürokrasinin tam olarak görevi bu sürecin muhteşemliğini karartmaktır.

Ortaya çıkan enerjiyi ve pasifize edilmeye çalışılan uyku halindeki patlayacak gizil gücü birleştirmek gibi bir görevimiz var.

2024 İşçi Yılı Olsun

2024 toplu iş sözleşmelerinden başarıyla çıkmak istiyorsak, orta vadeli program üzerinden sefaleti bize dayatanlara karşı sınıf mevzilerimizi tahkimat etmek istiyorsak, kadrolu ve güvenceli çalışma hakkına kavuşma istiyorsak, siyasetin böldüğü bu iki nehri birleştirmek en temel görevimizdir.

İşçiler birlikte güçlü

Ayrıca Kontrol Et

Sarı Sendikalar Bildiğiniz Gibi…

Hak-İş gibi sarı sendikalara karşı mücadeleci sendikaların yanında, onların bayrağı altında mücadelede ısrar etmek, özünde işçi emekçi düşmanlığı yatan diğer sendikaların örgütlenme, var olma yollarını kapatacaktır.